Hollanda'da Veenendaal Belediyesi Meclis Üyesi Yasin Makineli'den milli futbolcu Orkun Kökçü'ye destek yazısı

Hollanda'da Veenendaal Belediyesi Meclis Üyesi Yasin Makineli'den milli futbolcu Orkun Kökçü'ye destek yazısı

Hollanda'da geçtiğimiz yıl Türklerin kurduğu DENK Partisi'nden dışlandıktan sonra siyasete kendi grubunu kurararak devam eden Veenendaal Balediye Meclis Üyesi Yasin Makineli,  Hollanda'da hedef tahtasına konulan milli futbolcu Orkun Kökçü için 'destek yazısı'! kaleme aldı. 

Milli futbolcuya destek vermek için kaleme aldığı yazısının başlığında "İfade özgürlüğü kim için geçerlidir?" sorusu ile başlayan Makineli, ülke siyasetçilerine "Kökçü’ye ve onun şahsını kullanarak müslümanlara karşı yapılan baskıya neden sessiz kalıyorsunuz?" sorusunu yönelterek yazısını "Orkun Kökçü yalnız değildir" ifadeleriyle bitirdi. İşte Yasin Makineli'ni kaleme aldığı o yazı:

İfade özgürlüğü kim için geçerlidir?

Bir siyasetçi için, anayasa’nın eşit muamele ve ayrımcılık yapmama konusundaki 1. maddesi yol göstericidir. Ancak görüyorum ki anayasamızın en önemli maddesi uygulanmasında herkes için aynı muamele söz konusu değil.

Feyenoord'un kaptanı Orkun Kökçü, saha içinde rakibinden baskı görmeye alışkın biri.  Ancak baskı, nefret söylemine dönüştüğünde Feyenoord kaptanı olan Kökçünün de destek görmesi gerekiyor. Hollanda’da yıllarca ifade özgürlüğü herkes için değerli bir hak olarak benimsendi. Hatta Müslümanları ve göçmen kökenli insanları yapısal olarak aşağılamak için “kullanıldı”.  Buna rağmen büyük bir grup, ifade özgürlüğü kisvesi altında itildiği için temel değerlere saygı duymak ve tüm aşağılanmaları kabul etmek zorunda kaldı.

Bu temel değer, bir futbolcunun bir kaptanlık bandını takmama konusunda fikir beyan ettiğinde ortadan kayboluyor. Her kesime saygı duyduğunu açıkça belirten Kökçü kendisinin dini görüşlerine de saygı gösterilmesini bekliyor. Siyasi mesaj içeren kaptanlık bandını takma özgürlüğünün olduğu yerde, bu bandı takmamak da biz özgürlüktür. Bu özgürlük korunmaz ise, insanlar bu baskı altında mağdur olur ve bu anayasanın birinci maddesinin ihlali demek olur. 

İran'da kadınlara yönelik zulmü vurgulamak için saçlarını kesenler şimdi susuyor, hatta Kökçü'ye saldırıyor.  Uygulanmasını istedikleri bu hareketi, zorla ve baskıyla uygulamak zorunda kalmanın özgürlükle hiç bir alakası yoktur. “Özgürlükler” arasında bir ayrım yapıldığı yerde özgürlükten nasıl bahsedebiliriz?

Amsterdam belediyesinin bir yandan camileri LGBTİ kabulü için mektup imzalamaya zorlarken, aynı baskının Kökçü'ye de uygulandığını görüyoruz.  Kökçü, futboldaki sosyal ve politik tartışmaların kurbanı olmamalı.  İnsanların olmak istedikleri kişi olma hakkı olduğu gibi Kökçü de istediği gibi davranmayı hak ediyor.

Buradan seçim zamanı ayrımcılık konusunda hassas davranan ülkesel siyasetçilerede bir mesajım var. Kökçü’ye ve onun şahsını kullanarak müslümanlara karşı yapılan baskıya neden sessiz kalıyorsunuz? 

Son zamanlarda LGBTİ haklarının savunulması adı altında müslümanlara uygulanan baskıya neden sesinizi çıkartmıyorsunuz? Yarın yine Kökçü gibi değerlere sahip olan kesimden oy talep ederken yüzünüz kızarmayacak mı?

Orkun Kökçü yalnız değildir!

Orkun Kökçü yanlız değildir!