Hollandalı Arama Kurtarma Ekibi'nden Laura, Türkiye'deki yaşadıklarını unutamıyor
Editör: Hollanda Postası
24 Şubat 2023 - 13:42 - Güncelleme: 24 Şubat 2023 - 13:48
Hollandalı Arama Kurtarma Ekibi'nden Laura, Türkiye'deki yaşadıklarını unutamıyor
Türkiye'de yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem sonrası arama ve kurtarma çalışmaları için Türkiye'de giden Hollandalı Arama ve Kurtarma Ekibi (USAR) üyeleri Türkiye'de yaşadıklarını unutamıyor. 7 Şubat sabahı 8 dedektif köpek ve 65 kişi ile birlikte deprem bölgesine giden USAR ekibi, 9 gün süren çalışmaları sonunda 12 kişi ve 1 köpeği canlı olarak enkaz altından çıkarırken, 16 Şubat'da döndükleri Hollanda'nın Eindhoven kentinde, Türkler tarafından çiçekler ve Türk lokumu ile karşılanarak kendilerine teşekkür edilmişti.
USAR ekibi olarak Türkiye'de yaptıkları çalışmaları unutamayan USAR ekibinden Laura, Türkiye'de meydana gelen depremi "Çok büyük bir felaket" olarak nitelerken, Türk insanının yardım severliğini, enkaz altındaki çığlıkları, sesleri ve depremin hayatları nasıl yok ettiğini, verdiği acı ile hüznü hayatı boyunca asla unutamayacağını söyledi.
İyi kalpli yardım sever Laura, Türkiye'de yaşadıklarını sosyal medya hesabından kısa bir şekilde kaleme alırken, şu ifadeleri kulalndı:
"Dedektif köpeğim Chase ile brilikte oraya gittim. İnanın, orada nerede çalışma yapacağınıza karar vermekte zorlanıyorsunuz. Çünkü her enkazın altında bir insan var ve sizden yardım bekliyor. Enkaz altından gelen yardım çağrıları, çığlıklar hala kulaklarımda ve bir türlü yaşadıklarımı unutamıyorum. Daha önce Nepal ve Beyrut'da aarama ve kurtarma çalışmalarına katılmıştım. Ama inanın Türkiye'de meydana gelen deprem oralara benzemiyor. Tüm hayatları alıp gitti, her yeri yok etti. Orada seni gören enkaz altındakilerin yakınaları, hemen yanına geliyor ve senden yardım istiyor. Tüm bunlar yaşanırken, senin dinlenme ve uyuma hakkın olamaz. Ben zatan ilk üç günde sadece 4 saat uyudum. Ama nasıl uyuduğumu da size anlatamam.
TÜRKLER ÇOK YARDIMSEVER VE İYİ KALPLİ İNSANLAR
İnanın orada,ailelere, yapmış olduğumuz ön inceleme ve araştırmalarda enkaz altında bir yaşam sinyali görmediğimizi, almadığımızı kendilerine ilettiğimizde, bekledikleri iyi haberi almamalarına rağmen bizlere teşekkür etttiler. Çok yardım sever insanlar. Aileierini, annesini, babasını, eşini, çocuklarını, evini, parkını kısaca herşeylerini kaybetmelerine, yiyecek ve içeçekleri olmamalarına rağmen bize yiyecek ve içeçek getirmeleri, çok farklı bir şey, nasıl misafrperver, insancı ve yardımsever bir toplum olduklarını gösterdiler.
ELİNİ, ÖLMÜŞ BEBEĞİNİN ÜSTÜNDEN AYIRMAYAN ANNE
Unutamadığım bir çok olay var, ama bir tanesi çok farklı. İlk üç gün yaptığımız çalışmalarda olumlu bir sonuç alamamıştık, çok üzülmüştüm ve elime bir kahve alarak aracımızın arka tarafına geçmiştim. Kahvemi, çok zor da olsa yudumlamaya çalışırken, gözyaşı döküyordum. Tam o sırada ağlayan bir kadın sesi duydum. O yöne dönüp baktığımda ise çok uzakta olmayan üstü kalın bir battaniye ile örtülü, ağlayan ve hayatını kaybeden bebeğinin üstünde eli olan bir anneyi gördüm. İşte o an elimdeki kahveyi hemen atıp kendime 'hayır durmamalısın ve 7/24 saat çalışmalısın' dedim. İnanın, ekip olarak hiç durmadık ve köpeklerimizle birlikte çalışmalarımızı aralıksız sürdürdük. Türkler, bu çalışmalarda 7'den 70'e herkes elinde kazması ve küreğiyle bizlere yardımcı oldu. 8 yaşındaki İbrahim'i kurtardığımız o an, beton bloklarının altında kurtarılmayı bekleyen annenin yanağını okşayarak ona teselli olmaya çalışmam ve bunlara benzer bir çok an.
HERKESİ KURTARNAYI ÇOK İSTERDİM
Sonuç olarak baktığımzıda 9 gün süren çalışmalarımızda 12 kişi ve 1 köpeği enkaz altından canlı olarak kurtardık. Gönül isterdi ki oradaki herkesi kurtaralım ama bu mümkün değildi. Çünkü, deprem onların canını ve hayatılarını almıştı. Ekibimle onur ve gurur duyuyorum. Bizim için bir can bir candır. Elimizden gelen herşeyi yaptığımıza inanıyorum. Ümit ediyorum ki böyle bir falket bir daha yaşanmasın. Ama olur da, böyle bir felekat bir daha yaşanırsa oraya yardıma giden ilk kişi yine ben olacağım"
Türkiye'de yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem sonrası arama ve kurtarma çalışmaları için Türkiye'de giden Hollandalı Arama ve Kurtarma Ekibi (USAR) üyeleri Türkiye'de yaşadıklarını unutamıyor. 7 Şubat sabahı 8 dedektif köpek ve 65 kişi ile birlikte deprem bölgesine giden USAR ekibi, 9 gün süren çalışmaları sonunda 12 kişi ve 1 köpeği canlı olarak enkaz altından çıkarırken, 16 Şubat'da döndükleri Hollanda'nın Eindhoven kentinde, Türkler tarafından çiçekler ve Türk lokumu ile karşılanarak kendilerine teşekkür edilmişti.
USAR ekibi olarak Türkiye'de yaptıkları çalışmaları unutamayan USAR ekibinden Laura, Türkiye'de meydana gelen depremi "Çok büyük bir felaket" olarak nitelerken, Türk insanının yardım severliğini, enkaz altındaki çığlıkları, sesleri ve depremin hayatları nasıl yok ettiğini, verdiği acı ile hüznü hayatı boyunca asla unutamayacağını söyledi.
İyi kalpli yardım sever Laura, Türkiye'de yaşadıklarını sosyal medya hesabından kısa bir şekilde kaleme alırken, şu ifadeleri kulalndı:
"Dedektif köpeğim Chase ile brilikte oraya gittim. İnanın, orada nerede çalışma yapacağınıza karar vermekte zorlanıyorsunuz. Çünkü her enkazın altında bir insan var ve sizden yardım bekliyor. Enkaz altından gelen yardım çağrıları, çığlıklar hala kulaklarımda ve bir türlü yaşadıklarımı unutamıyorum. Daha önce Nepal ve Beyrut'da aarama ve kurtarma çalışmalarına katılmıştım. Ama inanın Türkiye'de meydana gelen deprem oralara benzemiyor. Tüm hayatları alıp gitti, her yeri yok etti. Orada seni gören enkaz altındakilerin yakınaları, hemen yanına geliyor ve senden yardım istiyor. Tüm bunlar yaşanırken, senin dinlenme ve uyuma hakkın olamaz. Ben zatan ilk üç günde sadece 4 saat uyudum. Ama nasıl uyuduğumu da size anlatamam.
TÜRKLER ÇOK YARDIMSEVER VE İYİ KALPLİ İNSANLAR
İnanın orada,ailelere, yapmış olduğumuz ön inceleme ve araştırmalarda enkaz altında bir yaşam sinyali görmediğimizi, almadığımızı kendilerine ilettiğimizde, bekledikleri iyi haberi almamalarına rağmen bizlere teşekkür etttiler. Çok yardım sever insanlar. Aileierini, annesini, babasını, eşini, çocuklarını, evini, parkını kısaca herşeylerini kaybetmelerine, yiyecek ve içeçekleri olmamalarına rağmen bize yiyecek ve içeçek getirmeleri, çok farklı bir şey, nasıl misafrperver, insancı ve yardımsever bir toplum olduklarını gösterdiler.
ELİNİ, ÖLMÜŞ BEBEĞİNİN ÜSTÜNDEN AYIRMAYAN ANNE
Unutamadığım bir çok olay var, ama bir tanesi çok farklı. İlk üç gün yaptığımız çalışmalarda olumlu bir sonuç alamamıştık, çok üzülmüştüm ve elime bir kahve alarak aracımızın arka tarafına geçmiştim. Kahvemi, çok zor da olsa yudumlamaya çalışırken, gözyaşı döküyordum. Tam o sırada ağlayan bir kadın sesi duydum. O yöne dönüp baktığımda ise çok uzakta olmayan üstü kalın bir battaniye ile örtülü, ağlayan ve hayatını kaybeden bebeğinin üstünde eli olan bir anneyi gördüm. İşte o an elimdeki kahveyi hemen atıp kendime 'hayır durmamalısın ve 7/24 saat çalışmalısın' dedim. İnanın, ekip olarak hiç durmadık ve köpeklerimizle birlikte çalışmalarımızı aralıksız sürdürdük. Türkler, bu çalışmalarda 7'den 70'e herkes elinde kazması ve küreğiyle bizlere yardımcı oldu. 8 yaşındaki İbrahim'i kurtardığımız o an, beton bloklarının altında kurtarılmayı bekleyen annenin yanağını okşayarak ona teselli olmaya çalışmam ve bunlara benzer bir çok an.
HERKESİ KURTARNAYI ÇOK İSTERDİM
Sonuç olarak baktığımzıda 9 gün süren çalışmalarımızda 12 kişi ve 1 köpeği enkaz altından canlı olarak kurtardık. Gönül isterdi ki oradaki herkesi kurtaralım ama bu mümkün değildi. Çünkü, deprem onların canını ve hayatılarını almıştı. Ekibimle onur ve gurur duyuyorum. Bizim için bir can bir candır. Elimizden gelen herşeyi yaptığımıza inanıyorum. Ümit ediyorum ki böyle bir falket bir daha yaşanmasın. Ama olur da, böyle bir felekat bir daha yaşanırsa oraya yardıma giden ilk kişi yine ben olacağım"
FACEBOOK YORUMLAR