Hollandalı aktör Ramsey Nasr, Filistin konusunda dünyaya insanlık dersi vererek Hollanda'yı eleştirdi
Editör: Hollanda Postası
20 Ekim 2023 - 12:43
Hollandalı aktör Ramsey Nasr, Filistin konusunda dünyaya insanlık dersi vererek Hollanda’yı eleştirdi
Hollanda’da babası Filistinli annesi Hollandalı olan aktör Ramsey Nasr, Hollanda’nın Filistin’e karşı tavrını, güncel konuların ele alındığı haber programının canlı yayında sert dile eleştirdi.
Hollandalı aktör ülke televizyonunda BNRVARA’nın canlı yayınladığı programda şu ifadeleri kullandı:
“Tüm rehinelerin, İsrail ve Avrupa’dan tüm ölülerin adları duyuruldu. Aileleri ve arkadaşları duyuruldu. Burada; televizyonlarda, gazetelerde hayatları, hayalleri, idealleri bizim tarafımızdan bilinmektedir. Sonsuza dek… Ve bunu haklı buluyorum. Ancak bir sorum var: Filistinli hayatlar da bizim için aynı değere sahip değiller mi? Onların ölen bebeklerinin adlarını da biliyor muyuz, aşağılanmış büyükannelerini ve öldürülen çocukları? Onların bireysel hayallerini biliyor muyuz? Arkadaşları, okul karnelerini? Genellikle Filistinli hayatlar sayıyla anılır. 48 ölü, 1200 yaralı. İsimlerle değil sayılarla anılır. Ve bu, merhametimizin, vicdanımızın nasıl bölündüğünü gösterir. Çünkü, Filistinliler de canlı canlı yakılıyor. Filistin köyleri de İsrailliler tarafından gerçekleştirilen katliamları biliyor. Filistinli çocuklar işkence görüyor, suçlama olmaksızın yılarca hapishanede tutuluyor veya yardım alamıyor. Ve bu 75 yılıdır nesiller boyunca devam ediyor. Belki de bu yüzden, bizim için insan değiller gibi hissediyoruz onları. Toplanmış bir acı. Hiç bitmeyecek mi? Ve ben de düşünüyorum. Hiç bitmeyecek mi? Ben sadece açıkça bir ayrımcılık ve etnik temizlik olan kör destekten bahsediyorum. Bariz ırksal ayrımcılık ve etnik temizlikten başka bir şey değildir bu. Başbakan Mark Rutte, Hamas saldırılarından sonra yaptığı açıklamada “Bu tür çatışmaların genellikle sıradan insanlara yönelik olduğunu pek görmemiştik”. Açıkça Filistinlileri “sıradan insanlar” olarak görmüyor gibi görünüyor ama onlar burada. Biz buradayız. Çok küçük bir Gazze, orada 2,2 milyon insan yaşıyor. Onların neredeyse yarısı hala çocuk. Gazze’deki çocukların yüzde 80’ine depresyon teşhisi konulmuş. Onların ne hayal ettiğini hiç düşünebiliyor muyuz? İsrail, zulm altında olan 2 milyon umutsuz insana, bir günde tümünün güneye gitmesi gerektiği uyarısı yapıyor. Onların güvenlikleri için deniyor. Ve ardından İsrail, bu mültecileri güneyde bombalıyor. İsrail, hastanelerin tamamına kuzeyin yok edileceği bildiriliyor, boşaltılmalarını istiyor. Peki bu nasıl olacak? Hastalar ve yaralılar nasıl tıbbi cihazlara bağlı olanlar hastanelerden nasıl ayrılacaklar? Oradakiler yaşlılar, hastalar, engelliler.. Kısaca zayıf ve çaresizler. Terk edemeyenler, kaderlerine terk edilip İsrail bombalarıyla ölümü bekleyecekler. Dün gece böyle bir kadere şahit olduk. Gazze’de dolu bir hastane vuruldu ve görüntülerini izledim. Gördüklerim karşısında şok oldum. Görüntülerde bir ağlayan adam, plastik bir torba ile dolaşıp duruyor ve o torbayı kalabalığa göstererek feryat ediyordu. Sanki içinde değerli bir ekmek varmış gibi. O çantanın içindeki bir ekmek değildi. O çantanın içindekiler çocuklarının kemik ve et parçalarıydı. Ve oturup bir hayvan gibi ağladım. Bu olup bitenlere insanların sessiz kalması, insanlıkta bir sorun olduğunu gösterir. Bizim ve tüm bu olup bitenleri izleyen herkesin insanlıkla bir sorunu var buna inanın. İzleyip müdahale etmemek, sessiz kalmak! Hala bir hayalim değil bir dileğim var. Çünkü bu cehennemde hayaller yok. Yüzbinlerce ölü ve yaralı Filistinlinin gece gündüz isimlerini yazabilecek, aileleriyle ulusal kanallarda röportaj yapabilecek birinin olmasını diliyorum. Buna cesaret edebilecek ve bunu yapabilecek birinin çıkıp tüm bu olup bitenleri Filistinli ailelerin ağzından ekranlara taşıması. Çoğuna göre belki bu dileğim aptalca ve absürt. Ama eğer insan penceresinden bakarsanız benim bu dileğim çok adil olurdu”
Hollanda’da babası Filistinli annesi Hollandalı olan aktör Ramsey Nasr, Hollanda’nın Filistin’e karşı tavrını, güncel konuların ele alındığı haber programının canlı yayında sert dile eleştirdi.
Hollandalı aktör ülke televizyonunda BNRVARA’nın canlı yayınladığı programda şu ifadeleri kullandı:
“Tüm rehinelerin, İsrail ve Avrupa’dan tüm ölülerin adları duyuruldu. Aileleri ve arkadaşları duyuruldu. Burada; televizyonlarda, gazetelerde hayatları, hayalleri, idealleri bizim tarafımızdan bilinmektedir. Sonsuza dek… Ve bunu haklı buluyorum. Ancak bir sorum var: Filistinli hayatlar da bizim için aynı değere sahip değiller mi? Onların ölen bebeklerinin adlarını da biliyor muyuz, aşağılanmış büyükannelerini ve öldürülen çocukları? Onların bireysel hayallerini biliyor muyuz? Arkadaşları, okul karnelerini? Genellikle Filistinli hayatlar sayıyla anılır. 48 ölü, 1200 yaralı. İsimlerle değil sayılarla anılır. Ve bu, merhametimizin, vicdanımızın nasıl bölündüğünü gösterir. Çünkü, Filistinliler de canlı canlı yakılıyor. Filistin köyleri de İsrailliler tarafından gerçekleştirilen katliamları biliyor. Filistinli çocuklar işkence görüyor, suçlama olmaksızın yılarca hapishanede tutuluyor veya yardım alamıyor. Ve bu 75 yılıdır nesiller boyunca devam ediyor. Belki de bu yüzden, bizim için insan değiller gibi hissediyoruz onları. Toplanmış bir acı. Hiç bitmeyecek mi? Ve ben de düşünüyorum. Hiç bitmeyecek mi? Ben sadece açıkça bir ayrımcılık ve etnik temizlik olan kör destekten bahsediyorum. Bariz ırksal ayrımcılık ve etnik temizlikten başka bir şey değildir bu. Başbakan Mark Rutte, Hamas saldırılarından sonra yaptığı açıklamada “Bu tür çatışmaların genellikle sıradan insanlara yönelik olduğunu pek görmemiştik”. Açıkça Filistinlileri “sıradan insanlar” olarak görmüyor gibi görünüyor ama onlar burada. Biz buradayız. Çok küçük bir Gazze, orada 2,2 milyon insan yaşıyor. Onların neredeyse yarısı hala çocuk. Gazze’deki çocukların yüzde 80’ine depresyon teşhisi konulmuş. Onların ne hayal ettiğini hiç düşünebiliyor muyuz? İsrail, zulm altında olan 2 milyon umutsuz insana, bir günde tümünün güneye gitmesi gerektiği uyarısı yapıyor. Onların güvenlikleri için deniyor. Ve ardından İsrail, bu mültecileri güneyde bombalıyor. İsrail, hastanelerin tamamına kuzeyin yok edileceği bildiriliyor, boşaltılmalarını istiyor. Peki bu nasıl olacak? Hastalar ve yaralılar nasıl tıbbi cihazlara bağlı olanlar hastanelerden nasıl ayrılacaklar? Oradakiler yaşlılar, hastalar, engelliler.. Kısaca zayıf ve çaresizler. Terk edemeyenler, kaderlerine terk edilip İsrail bombalarıyla ölümü bekleyecekler. Dün gece böyle bir kadere şahit olduk. Gazze’de dolu bir hastane vuruldu ve görüntülerini izledim. Gördüklerim karşısında şok oldum. Görüntülerde bir ağlayan adam, plastik bir torba ile dolaşıp duruyor ve o torbayı kalabalığa göstererek feryat ediyordu. Sanki içinde değerli bir ekmek varmış gibi. O çantanın içindeki bir ekmek değildi. O çantanın içindekiler çocuklarının kemik ve et parçalarıydı. Ve oturup bir hayvan gibi ağladım. Bu olup bitenlere insanların sessiz kalması, insanlıkta bir sorun olduğunu gösterir. Bizim ve tüm bu olup bitenleri izleyen herkesin insanlıkla bir sorunu var buna inanın. İzleyip müdahale etmemek, sessiz kalmak! Hala bir hayalim değil bir dileğim var. Çünkü bu cehennemde hayaller yok. Yüzbinlerce ölü ve yaralı Filistinlinin gece gündüz isimlerini yazabilecek, aileleriyle ulusal kanallarda röportaj yapabilecek birinin olmasını diliyorum. Buna cesaret edebilecek ve bunu yapabilecek birinin çıkıp tüm bu olup bitenleri Filistinli ailelerin ağzından ekranlara taşıması. Çoğuna göre belki bu dileğim aptalca ve absürt. Ama eğer insan penceresinden bakarsanız benim bu dileğim çok adil olurdu”
FACEBOOK YORUMLAR