Hollanda Türkiye ilişkileri ve lale sevdalısı Şenol Ocaklı…

Veyis GÜNGÖR
ABONE OL

Hollanda Türkiye ilişkileri ve lale sevdalısı Şenol Ocaklı…

2024 yılı yaklaşıyor. Malum, bu yıl Türklerin Hollanda’ya göçünün 60’ıncı yılı kutlanacak. Bu yüzden, Hollanda Türkleri arasında sessiz, derin ve hummalı bir hareketlilik var. Üçlü, beşli, bazen daha fazla katılımlı toplantılar yapılıyor. Proje başlıkları havada uçuşuyor. Kimse, projesini açıkça ilan etmiyor. Zira geçmişte bu tür kutlamalarda, açıklanan bazı projeler kimi yetkililerce, üçüncü kuruluşlara paslanmıştı.

Ancak, bir dostumuz, geçmişte olduğu gibi, toplantı filan dinlemeden, Hollanda’ya yapılan Türk iş gücü göçünün 60’ıncı yıl kutlamalarını 9 kasım Perşembe günü Türkiye’den başlatıyor. ‘Geçmişte olduğu gibi’ derken, biz Türkevi Derneği olarak, Göçün 40’ıncı yılını kutlarken, o dostumuz, Türkiye Hollanda tarihsel ilişkilerinin 1000’inci yılını, evet yanlış okumadınız 1000’inci yılını kutluyordu. 1000 yıl önce, Hollanda’dan yaya olarak yola çıkan, İstanbul, Eskişehir, Konya, Mersin ve Şam yolculuğu yapan seyyah Dirk III’nin izlerini aramaktaydı.

Peki! Millet göçün 40’ıncı yılını ve Türkiye Hollanda tarihsel ilişkilerinin 400’üncü yılını kutlarken, iki ülke arasındaki bin yıla dayanan ilişkinin peşinde koşan kimdi? Kim olabilir? Normal bir insan olamayacağına göre, o bir serdengeçti olmalıydı. İşte bu kişi, varını yoğunu bu tür araştırmalara harcamış, bir belge ele geçirmek için, günlerce İstanbul arşivlerinde çalışmış, nerede tarihi bir fotoğraf var, belge var, ortaya koşmuş olan Samsunlu Şenol Ocaklı’dan başkası olamaz.
Hem iyi bir Samsun, Karadeniz ve Türkiye sevdalısı hem de iyi bir Hoorn ve Hollanda aşığı, Kıpçak Türkleri’nin yılmaz delikanlısı Şenol Ocaklı, yıllardır Hürriyet gazetesi Hollanda muhabirliği yaptı. On yıllar boyunca Hollanda’nın farklı yerlerindeki tarihsel Türk izlerini araştırdı, fotoğrafladı ve belgeledi. Hollanda Türk tarihinde ilk defa Hoorn’da “Hollanda Türk Tarih Müzesi” kuran Ocaklı, kelimenin tam anlamıyla bir Lale sevdalısı.  

Kafasına koyduğunu gerçekleştiren bu Kıpçak Türkü Şenol Ocaklı ile hangi yıl tanıştığımızı tam olarak hatırlamıyorum. 1990’lı yılların başlarıydı. Henüz dernek binamız yoktu. Türkevi Derneği olarak Amsterdam’ın Westerpark bölgesinde bir semt evinde faaliyetler yapıyorduk. Adını Hürriyet’in Benelüx hafta sonu ilavelerinde sık sık görerek tanıdığım Şenol Ocaklı, ısrarla benimle görüşmek istiyordu. Ocaklı ile Staatslieden Semt Evi’nde randevulaştık.

Tanışmamız, yağmurlu bir günde, iki elinde iki dolu çantayla semt evine gelmesiyle başladı. İki bez çantada, yüzlerce evrak, fotokopi, fotoğraf ve belge vardı. Türkiye Hollanda tarihsel ilişkileri üzerine bir kitap hazırlıyor ve bu konuda benden destek istiyordu. Para, pul istemiyordu. Gayet samimi ve içtendi. Ancak, elindeki evrakların metodolojik olarak sıraya konulması, yani kitabın bir mantık doğrultusunda hazırlanması için, ciddi bir çalışma gerekiyordu.

Velhasıl, birlikte İstanbul’a gittik. Şenol’un amcaoğlu rahmetli Ertan Ocaklı bize Üsküdar’da unutulmayacak bir kahvaltı ikram etti. Gün ve gece boyu, kitabın dizgisi ve mizanpajının yapılmasını birlikte takip ettik. İşte böyle başlayan tanışma ve ilişkimiz, on yıllardır devam ediyor. Öyle ki, Samsun’dan getirdiği fındık fidanlarını Amsterdam Türkevi’nin bahçesine diktik.

2024 yılına, yani Hollanda’ya Türk göçünün 60’ıncı yılana geri dönelim. Tarihin sayfaları arasında adeta Leyla’yı arayan bir Mecnun misali dolaşan Şenol Ocaklı, çok erken davranarak, 10 Kasım Cuma günü, Dalaman Cumhuriyet Meydanı’nda bir göç etkinliği düzenliyor. Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş ve İş Gücü Göçünün de 60 Yılı (1964-2024) kutlamaları çerçevesinde, 600 Lale Projesini gerçekleştiriyor. Etkinliğin sponsoru ise UID Hollanda Başkanı Hasan Tekten.
Dalaman’ı Hollanda’ya benzeten Şenol Ocaklı, Türklerle birlikte Türkistan steplerinden Anadolu’ya ve sonra Avrupa’ya göç eden lale’nin Dalaman arazilerinde de yetiştirilmesini arzu ediyor. Ne diyelim. Ocaklı’yı, bu erken ve kıvrak hareketinden dolayı kutlar, yolunun açık olmasını ve lale sevdasının hiç bitmemesini dilerim.