Halit Çelikbudak

Halit Çelikbudak

Halit ÇELİKBUDAK'ın kaleminden...

Avrupa sağa sürükleniyor

30 Kasım 2023 - 11:22

Avrupa sağa sürükleniyor

Radikal sağcı İslamiyet karşıtı Özgürlük Partisi PVV 22 Kasım Çarşamba günkü seçimde parlamentodaki 150 sandalyenin 37'sini kazandı. Hollanda tarihinde ilk kez aşırı sağcı bir parti parlamentonun en büyük partisi oldu. Partinin lideri altmış yaşındaki Geert Wilders artık Hollanda'yı yönetmek istiyor.Hollanda hükümeti henüz kurulmaktan çok uzak.Ama seçmenler konuştu ve sonuç; Avrupa'nın en istikrarlı liberal demokrasisi olarak nitelenen Hollanda'da bu durum ortaya çıktı.
* * * *
Şimdi soru şu; Hollanda'nın yeni en güçlü siyasi güçle nasıl başa çıkacağıdır. Cevaplanması çok zor bir soru. Özgürlük Partisi'nin başkanı daha ekim ayında sağcı bir kabinede "ortak yönetim" hayali kuruyordu. Bu hayalinden üç hafta sonra seçimi kazandı. Sonuca kendisi de şaşırdı. Şimdi artık mesele katılım değil. Sağcı popülist başbakan olmak istiyor. Aniden ılımlı havaya büründü. Daha seçim gecesi "Camiler, Kur'an ve İslami okullar hakkında konuşmayacağız‘ diyordu.
* * * *
Bilmem duydunuz mu? Frankofonlar bilir. ‘mettre de l‘eau dans son vin‘   Fransızca bir deyimdir bu. Şarabına su katmak demektir. Ama tutumunu esnetmek, katı olan tavrını yumuşatmak anlamına gelir. O da öyle yapıyor. Brüksel’de yaşayıp Benelüks ülkelerinde siyaseti izleyen bir Alman meslektaşımla sohbet ediyordum. O hatırlattı. Ekim ayının sonundaki bir konuşmasında ‘yönetmek istiyorsanız, şaraba su katmalısınız‘ demiş. Şimdi katı tavrını yumuşatıyor görünüyor! yani şaraba su katıyor.
* * * *
Wilders'ın başarısı birdenbire ortaya çıkmadı. Evet, seçimin ana teması AB’nin en yoğun nüfuslu ülkesi Hollanda’ya kontrolsüz mülteci akını oldu.  Ama buna ek olarak, halkta uzun süredir bir memnuniyetsizlik olduğu da gözleniyor. Enflasyon, azalan satın alma gücü, konut sıkıntısı, sağlık hizmetlerinin maliyetleri, yaşlı bakımı gibi pek çok konuda. Pek çok kişi sosyal açıdan geride kaldığını hissediyor. Varlıklı ülkede yaşamanın maliyeti keskin bir şekilde arttı. Halka göre devlet artık pek çok şeyi düzenleyemiyor. Bu izlenimin işçevrelerinde de olduğu söyleniyor.
* * * *
Hollanda’daki durum siyasetçilerin kendilerini halktan ve onların endişelerinden soyutlamaları halinde neler olabileceğinin bir örneği. Sekiz ay önce çiftçi-vatandaş hareketi bunu yerel seçimlerinde başardı. O zamanlar çoğu kişinin abartılı bulduğu nitrojen, yani çevre politikasıydı. Geert Wilders'ın Özgürlük Partisi de sanki bu zaferi, seçim coğrafyası perspektifinden neredeyse kopyaladı. Ayrıca Başbakan Mark Rutte için hep kendi gücünü korumanın ona her zaman halkın kötü durumundan daha önemli göründü. Bu da halkın endişelerinin artık göz ardı edilemeyecek duruma gelene kadar, yani seçime kadar sürdü.
* * * *
Geert Wilders henüz iktidarda değil. Şimdi soru diğerlerinin ona izin verip vermemesidir.  Özellikle sol partiler, özellikle de Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve D66, sert bir muhalefete öncülük etmek istiyor. Siyasi olarak tüm zaman boyunca kenarda kalan Wilders, yıllar sonra artık zirveye çıkma fırsatını görüp bunu kullandı. Şimdi Dilan Yeşilgöz-Zegerius liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi’ni ve eski hristiyan demokrat Pieter Omtzigt liderliğindeki Yeni Sosyal Sözleşme Partisi’ni koalisyon için kazanmak istiyor. Omtzigt ve Yeşilgöz, Wilders'la bir araya gelebilecek mi? Şimdi hayati soru budur. Cevabını bekleyip göreceğiz.
* * * *
Öte yandan Hollanda’daki bu durum Avrupa'nın merkez partileri için bir uyarı işaretidir. Halkın endişelerini ciddiyetle ele almanın zamanı geldi, geçiyor. İtalya ve İsveç'te olduğu gibi, Avrupa genelinde aşırı sağ partileri güçlendiği ve hatta hükümetlere geldiği dönemdeyiz. Hollanda’daki siyasi heyelan ile bir şey netleşti. Avrupa halkı, aşırı sağcı partilere oy verme konusundaki tereddütlerini kaybediyor. Wilders'in başarısı büyük olasılıkla sadece bir başlangıcın devamı. Avusturya'da önümüzdeki sonbaharda seçimler var. Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) tarihte ilk kez parlamentodaki en büyük güç olmaya hazırlanıyor.
* * * *
Bu arada Almanya'da aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif AfD partisi anketlerde ikinci sırayı sağlamlaştırdı. Fransa’da Marine Le Pen'in Ulusal Birlik Partisi RN  de keza önemli ölçüde yükseliyor. 2022 seçiminde yüzde 18,7 oyla üçüncü sırada yer almıştı. İtalya'da Giorgia Meloni hükümetin başına geçti. İsveç'te ise sağcı milliyetçi İsveç Demokratları yüzde 20,5 ile ikinci en yüksek oyu aldı. Finlandiya'da sağcı ulusal Finlandiya Partisi aynı darbeyi baharda yüzde 20,1 oyla gerçekleştirdi.
* * * *
FPÖ'nün 2024 sonbaharında Avusturya'da kazanacağı zafer, AfD'nin 2025 seçimleri umutlarını artıracak ve bu da 2027'de Le Pen kampanyasına enerji verecek. Hollanda bentleri kırıldı ve Avrupa'nın geri kalanı için bir sağcı popülizm dalgasının geldiği görünüyor.  Avrupa'nın sağcı popülistleri şimdiden sevinç çığlıkları atıyor. AfD lideri Alice Weidel Platform X'te "Tüm Avrupa siyasi değişim istiyor!" diye yazdı. Eğer bu bir trendin başlangıcıysa, Avrupa'nın artçı sarsıntılara hazırlıklı olması gerekiyor. Bu nedenle Avrupa'da aşırı sağa kaymaların bir süre daha devam edeceğini tahmin etmek zor değil; ta ki hükümetler nihayet vatandaşların endişelerini daha ciddiye alana kadar.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum